Cihangir Cumhuriyeti hadisesi

TRT-Tabii’nin “Cihangir Cumhuriyeti” dizisi şu an çok konuşuluyor…

“Cihangir Cumhuriyeti” her ortamda tartışılıyor. Medya camiasında herkes birbirine bu diziyi soruyor.

Yine her zaman olduğu gibi İslamcılar ve Atatürkçüler tüm kavramları bulamaç ederek saçma sapan bir kültürel iktidar tartışması yapıyor.

Mesela Nevşin Mengü bu dizi için “İslamcı propaganda dizisi” diyor.

İslamcılar, seküler Türklere bu dizi ile öfke kusuyormuş Mengü’ye göre!

Fakat “Cihangir Cumhuriyeti” projesini yapan tüm ekipte -İslamcı yazar Hakan Albayrak’ın kardeşi Sinan Albayrak hariç- bir tane bile İslamcı yok, hatta bir tane dindar da yok, muhafazakar da yok.

Nevşin Mengü, tamamen ezbere sallıyor. Tamamen Atatürkçüleri morfinlemek için uydurulan laflar.

Bu prodüksiyona imza atan, oynayan, rol alan hemen hemen tüm isimler seküler, Atatürkçü ya da solcu isimler.

Yeniden söylüyorum: Bir oyuncu hariç tek bir tane İslamcı, dindar, muhafazakar isim “Cihangir Cumhuriyeti” kadrosunda yok.

Dizinin senaristi Akın Aksu, sonuna kadar seküler ve solcu bir isimdir.

Türk sinema tarihinin gördüğü gelmiş geçmiş en büyük yönetmen olan Nuri Bilge Ceylan’ın filmlerinin yazarıdır.

Gerçi 2024’te olan bir hadiseden ötürü Nuri Bilge’nin bir daha asla Akın Aksu ile çalışacağını sanmıyorum. Öte yandan Nuri Bilge’nin “Cihangir Cumhuriyeti” dizisinden de çok rahatsız olacağı kanaatindeyim. Ensonhaber videolarımda ve yazılarımda bu konuyu da açarım.

Hem “Ahlat Ağacı” hem “Kuru Otlar Üzerine”nin senaristi Akın Aksu’dır.

Merve Dizdar’a İslamcıların çok tepki gösterdiği o konuşmayı yaptırtan ödülü aldıran senaristlerden biri Akın Aksu’dur.

Akın Aksu’nun kitaplarını Aydın Doğan basar. Yoksa Doğan Kitapçılık da mı İslamcı oldu?

Cihangir Cumhuriyeti’nin yönetmeni Mustafa Kaya da sanat sineması çevrelerinde takdir gören solcu bir isimdir.

Mustafa Kaya’nın filmi “Kalandar Soğuğu” hakikaten kuvvetli bir sanat eseridir.

CHP’nin düzenlediği Adana Altın Koza film festivalinde Nuri Bilge ile beraber Mustafa Kaya da CHP’nin jüri üyesiydi.

Dizinin başrol oyuncusu iki kadın Tuba Ünsal ile Seda Akman, başlarını kapatıp İslamcı propaganda memurları oldu da benim haberim mi olmadı ?

Özellikle son 4 senedir sektör içinde Tuba Ünsal meselesi, Ece Üner-Deniz Bayramoğlu rezaleti gibi apayrı bir hadise. Onu ayrıca yazacağım.

Yani bu dizi esasen sinema ve dizi sektöründe seküler-solcu çevrelerin bir iç savaşını aktarıyor diyebiliriz.

Öte yandan takdir ettiğim bir müzik adamı ve sanat eleştirmeni olan Serhan Bali bile bu Cihangir Cumhuriyeti tartışmaları esnasında şu cümleyi kurdu…

“İktidar medyasının dizilerine oyuncu vermedi diye Ayşe Barım’ı tutukladılar”

Ben de şimdi bu köşeden Serhan Bey’e sesleniyorum…

Sevgili Serhan Bali, seni her izlediğimde, müzik yazını okuduğumda senin de çok sevdiğin amcam müzik adamı Önder Kütahyalı’yı hatırlarım.

Sen çok sahici ve esaslı bir müzik yazarısındır tıpkı amcam gibi. Sana bu konuda bilgi vermek isterim. Yanılgıya düştüğün kanaatindeyim.

Bu rejimin 1 numaralı İslamcı propaganda dizisi “Abdülhamid”in başrol oyuncusu yani İngiliz Büyükelçisine tokat atan “İslamcı Abdülhamid”i oynayan Bülent İnal, Ayşe Barım’ın oyuncusudur sevgili Serhan Bali.

“Abdülhamid”in çoğu oyuncusunu Ayşe Barım vermiştir. Barım sayesinde “Abdülhamid” adlı İslamcı propaganda dizisi çekilebildi.

Her zaman Devlet, Barım’dan ne istediyse vermiştir. Somut örnekleri yazacağım şimdi.

Barım ile ilgili hem Kemalistler hem İslamcılar uyduruyor. Bu kadın muhalif falan değil.

Ayşe Barım bu Devlet’in isteklerine hep uymuştur özellikle son 10 senedir.

İktidarın dizilerine Ayşe Barım oyuncu vermiyor diye bir olay yok.

Ayrıca nerdeyse tüm Ayşe Barım oyuncuları şimdiden Barım’ı sattılar, sırtından bıçakladılar bile.

Somut örnekler: Ayşe Barım’a en yakın oyunculardan olan Halit Ergenç şu an Tayyip Erdoğan’ın kanalı Star TV’de başrol.

Karısı Bergüzar Korel, Tayyip Erdoğan’ın Kanal D’sinde başrol.

Ayşe Barım’a çok çok yakın Ezgi Mola ATV’de başrol, geçen sene TRT’de başroldü.

Ayşe Barım’ın en gözdesi Merve Dizdar da hep Tayyip Erdoğan’ın kanallarında oynuyor. Şu an Halit Ergenç ile beraber oynuyor Erdoğan medyasında.

Ayrıca “Cihangir Cumhuriyeti”nin senaristi Akın Aksu bizzat Merve Dizdar’ın ödül almasını sağlayan karakteri yazan senarist. Aksu ile Dizdar kanka.

Ayşe Barım da onlarla birlikteydi Cannes’da. Bunlar hep aynı seküler çevrenin insanları.

Yine Ayşe Barım’ın oyuncusu Ahmet Mümtaz Taylan, şu an NTV’de Tayyip Erdoğan’ın maaşlı memuru.

Ayşe Barım’ın bir diğer oyuncusu ve çok yakın dostu Ceyda Düvenci de şu an NTV’de Tayyip Erdoğan’ın maaşlı memuru.

Tıpkı “Cihangir Cunhuriyeti” yüzünden hepinizin çok kızdığı Tuba Ünsal’ın Tayyip Erdoğan’ın maaşlı memuru olduğu gibi.

Tuba Ünsal zaten 4-5 yerden aynı anda Tayyip Erdoğan’ın memuru şu an. Tüm kazandığı parayı Ünsal’a bu iktidar veriyor.

Zaten işveren olarak mevcut politik rejim, kültürel ve iktisadi hegemonyayı sonuna kadar sağlamış. Tüm bu oyuncular/sanatçılar zaten kolonize edilmiş. O yüzden muhalifler için “kültürel iktidar” tartışması çok büyük bir tuzaktır.

Bir kanalda Erdoğan’a söven Ece Üner, öbür kanalda Erdoğan borazanlığı yapan kocası Deniz Bayramoğlu rezaletini bile “muhalifler” henüz düzgün teşhis edemedi.

Lütfen “Cihangir Cumhuriyeti” vesilesiyle tartışılan bu tabloyu doğru tespit edin.

Sevgili Serhan Bali, inan nerdeyse tüm Ayşe Barım oyuncularının senin çok iyi bildiğin 657’ye tabi devlet orkestralarının maaşlı memurlarından farkı yok, farkı kalmadı.

Neredeyse tüm sinema ve dizi oyuncularının hepsi 657’li memur gibi. Tıpkı memur piyanistler gibi pısıp oturmuş durumdalar.

Dürüst olmak gerekirse “Cihangir Cumhuriyeti” dizisinde, Selen Uçer’e oynatılan Ayşe Barım karakteri, son bölümlerde yerden yere vuruluyor.

Fakat Tuba Ünsal’ı, Seda Akman’ı, Sema Şimşek’i hepsi birden de hazır ol vaziyetinde emir altına girmiş. Selen Uçer de bu rolü kabullenmiş.

Dizinin çoğunluğu solcu olan erkek oyuncuları da hazır ol vaziyetinde. Tıpkı şu an Tayyip Erdoğan’ın maaşlı memurluğunu yapan “sosyalist” Ahmet Mümtaz Taylan gibi…

Dolayısıyla Ayşe Barım’ın tutuklanma olayını “İktidar dizilerine oyuncu vermedi” vs gibi uydurma sebeplerde aramamak lazım. Barım’ın tutuklanması tüm sektöre ibret olsun ve hepsi tam biatçı hale düşsün diye yapılmış olabilir. Ki bu bağlamda da hedef başarıya ulaştı. Zaten sadece 1 kişi tutuklandı. O da Ayşe Barım.

Bir sanat eleştirmeni olarak Serhan Bali’nin sahte muhaliflerle hakiki muhalifleri özenle ayırması lazım.

Maalesef günümüz Türk sanatçılarının yüzde 99,9’undan sahici muhalif çıkmaz.

Realite budur.

Başa dön