Türkiye’nin herhangi bir limanında bir kruvaziyer görmek beni heyecanlandırıyor.
Olanca heybetiyle içinde bir dünya barındıran bu dev gemileri gören herkesin aynı duyguda buluştuğunu düşünüyorum.
Açık denizde olma duygusundan ürktüğüm için oradaki turistlerin yerinde olmak konusunda şüphelerim olsa da bu gemilerden limanlara çıkıp yöreyi gezen turistlerin yerinde olmak istediğim bir gerçek.
Düşünün, kısa sürede dünyanın en güzel koyları arasında gidip gelen, içinde binbir çeşit eğlencenin olduğu, ortak salonlarında ihtişam içinde yaşanan büyülü bir dünyadasınız.
Nereden biliyorum? Hiç yolculuk yapmadım ama basın davetleri dolayısı ile birkaçını gezme imkanı buldum.
KRUVAZİYER TURİZMİNİN KAZANDIRDIKLARI
Gelelim kruvaziyer turistin Türkiye’ye katkısına.
Koronavirüs salgını sırasında bıçak gibi kesilen bu turizm biçimi, son iki yıldır daha önceki dönemlere oranla çok daha fazla arttı.
Gelin son rakamlara birlikte bir göz atalım:
2024 yılının ilk 8 ayında 749 kruvaziyer gemisi ile 1 milyon 196 bin 229 kruvaziyer yolcusunu limanlarımıza geldi.
Ağustos ayında limanlarımıza uğrayan kruvaziyer gemi sayısı geçen yılın aynı ayına göre yüzde 21,4 artışla 176’ya, yolcusu sayısı ise yüzde 42,6 artışla 306 bin 100’e ulaştı.
Kuşadası, kruvaziyer trafiğinin en çok rağbet gören noktası... İstanbul limanları ve İzmir Alsancak Limanı da yoğunlukta adı geçen diğer limanlardan.
Ben bu konuda en çok Karadeniz’e demirleyen gemilerin oluşturduğu heyecanı önemsiyorum.
Türkiye'ye kruvaziyer gemisi ile gelen turistler de ağırlıklı olarak, Rus, Alman, Hollanda, İngiliz ve Amerikalı.
Türkiye’ye katma değer katan bu yolculukların “Ah o gemide ben de olsaydım” şarkısındaki gibi bir çoşku ile devam etmesi dileği ile…