Geçtiğimiz hafta TBMM’nin açılış resepsiyonuna davetiye alınca hemen bizim ekibi arayıp çekim takviminde 1 Ekim’i boş bırakın dedim.
Çünkü içimden bir ses hareketli bir resepsiyon olacak diyordu ki yanılmadım.
İki gündür televizyonlarda Bahçeli ile Özgür Özel’in diyaloğu konuşuluyor. Elbette yazımızın konusu bu değil.
Objektiflere yansıyanlar yeteri kadar konuşuldu, biz objektiflerden kaçanları konuşalım.
Tüm misafirleri adet olduğu üzere ev sahibi Numan Kurtulmuş ve kıymetli eşi Sevgi Hanım karşıladı.
• Gardolabımda kendime en yakıştırdığım takım elbiseyi yanıma almıştım, iyi de etmişim herkes son derece şık ve özenliydi.
• Menü oldukça mütevazi hazırlanmış. Herkesin ortak favorisi çiğ köfteydi. Servis tabaklarının biri gidiyor biri geliyordu.
• Çok sayıda muhalif gazeteci de davetteydi.
• İsmail Küçükkaya ile kısa bir sohbetimiz oldu. Elbette kendisine geçtiğimiz aylarda kaybettiği annesi için bir kez daha taziyelerimi ilettim. Küçükkaya’nın acısı çok taze. Annesinden bahsederken gözleri doluyor. Ancak toplumun her kesiminden gördüğü destek, aldığı taziye mesajları bir parça teselli olmuş. Geçmişten gelen bir tartışma nedeniyle davalık oldukları Fatma Betül Sayan Kaya da İsmail Küçükkaya’yı arayıp taziyelerini iletmiş. Beklemiyordum ancak acılarımızın bizi buluşturma gibi bir huyu var. Kendisine çok teşekkür ettim dedi.
• Gelelim resepsiyonun en konuşulan anı; Özgür Özel ile Sn Bahçeli’nin buluşmasına… Sn Özel salona girdiğinde doğal olarak gazetecilerin büyük bir kısmı da bir açıklama almak için o bölgeye yöneldi. Özel’in gazetecilerle sohbet ettiği esnada Bahçeli de oradan geçiyordu ki Özel hızlı bir manevra ile Bahçeli’nin yanına giderek selam verdi ve sonrası zaten malum diyalog gelişti… Tüm gazetecilerin gözleri önünde, spontane ama bir o kadar da tarihi bir andı…
• Ali Babacan da resepsiyona katılan muhalefet liderlerinden biriydi. Sn Babacan ile ilginç bir anım vardır. Kendisi ile pandemi döneminde gerçekleştirdiğimiz röportajın gecesinde çok ağır bir kovid yaşamış günlerce hastaneden çıkamamıştım. Allah tekrar yaşatmasın, hayatımın en zor zamanlarıydı… Ali Bey ile biraz o günleri yad ettik, biraz güncel siyaseti konuştuk, kendisini oldukça enerjik ve pozitif gördüm…
• Resepsiyonun gerçekleştiği sıralarda İran, İsrail’e roket saldırısı başlatmıştı. O yüzden ellerde telefon herkes X anasayfasını yeniliyordu. Bir kez daha anladım ki X Türkiye’de en büyük haber platformu..
AK PARTİ’DE KONGRE SÜRECİ BAŞLIYOR
AK Parti Teşkilatlardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Erkan Kandemir ile hoş bir sohbet gerçekleştirdik. Erkan Bey oldukça derinlikli, söyleyeceklerini tartarak dile getiren, kullandığı üslup ve verdiği örneklerle birikimini karşısındaki muhattabına direkt hissettirebilen bir insan. Ne yalan söyleyeyim ben kendisini hiç böyle biri olarak tanımıyordum. Açıkcası şaşırdım ve kendi kendime çıkıştım “Ah şu önyargılar…” Erkan Bey ile AK Parti’nin yaklaşan kongre sürecini konuştuk. Kendisi ve ekibi sürece çok büyük bir titizlikle hazırlanmışlar. Erkan Bey gayet olaya hakim ve omuzlarındaki yükün farkında. Kendisi ile konuşmamızdan anladığım AK Parti kongre süreciyle sadece kadro değişikliğine gitmiyor. Teşkilatlar özelinde yeni bir anlayış, yeni bir aksiyon tarzı benimsenecek. Açıkcası Erkan Bey ser verip sır vermeyen birisi. Ben, görüşmemizden edindiğim çıkarımları sizlerle paylaşıp AK Parti’nin kongre süreçleriyle ilgili yeni kulisler arayışına şimdiden çıktım bile
WHATSAPP ÜZERİNDEN GÜNDE KAÇ LİNK İÇEREN MESAJ ALIYORSUNUZ
Whatsapp’ta maruz kalmaktan en nefret ettiğim, muhattabını da üzmemek, kırmamak adına sesimi çıkaramadığım bir derdimi paylaşmak istiyorum. Çok kıymetli siyasetçilerimiz, değerli gazeteci arkadaşlarım, sevgili yorumcu ağabeyler, ablalar… Biz sizin her katıldığınız programı izlemek zorunda mıyız? Her yazdığınız yazıyı okumak zorunda mıyız, her yayınınızı dinlemek zorunda mıyız? Bize neden her şeyin linkini yolluyorsunuz? Biz sizi izlemek istemişsek zaten izliyoruz, takip etmek istiyorsak vallahi de billahi de teknoloji çok ilerledi bir şekilde sizi bulabiliyoruz. Lütfen bize toplu Whatsapp mesajı atmayın. Bizi düşünmüyorsanız kendinizi düşünün itibarınızı düşünün… Bakın size büyük bir sır veriyorum: Biz o mesajları okumuyoruz. Biz o linklere tıklamıyoruz. Sözünüzün kıymetini yitirdiniz. Bir gün gerçekten bir mesaj attığınızda da okumayacağız. Sanacağız ki yine link geldi, açmayacağız mesajınızı. Şimdi sakince o mesajları silin, derin bir nefes alın ve telefonunuzu elinizden bırakın. Bize güvenin, bunlar hep sizin iyiliğiniz için…