Bir dijital içerik üreticisi olarak Cumhurbaşkanlığı uçağına binmek, şahsi olarak değil sektör ve sektörün geleceği için aşmak istediğim bir eşikti. Herhangi büyük bir medya kuruluşuna bağlı olmadan Meral Akşener’in de siyasi lügatımıza kazandırdığı tabirle özübaşımıza imza attığımız işlerin ne denli değer gördüğünü hissetmek gurur vericiydi.
Kıymet verip davet edenlere başta Sn Fahrettin Altun’a teşekkür ederim.
Peki macera dolu Amerika seyahatinde neler yaşandı?
Televizyona, gazetelere yansıyanlardan daha çok biraz daha New York’un ara sokaklarında, BM’in koridorlarında, Türk Evi’nin kulislerinde yaşananları aktarmak isterim.
Basın heyetiyle havaalanının bekleme alanında buluştuk.
Yurt dışı çıkış harçlarına gelen zamla tüm gazeteciler olarak yerinde bir kez daha yüzleştik.
ABD’ye vardık ve direkt otel…
Otel lobisinde hızlı bir manevra ile Ensonhaber Medya Grup Başkanı Serkan Kalemciler'e yanaşarak aynı odada kalma fikrini aşıladım. Böylece konaklamayı da yarı yarıya getirmiş oldum. Malum özübaşımayım devir tasarruf devri…
Aslında bakarsanız tüm koşuşturma gazeteciler için ilk gün başlıyor.
Önceden planlanmış davetler, spontane gelişen ikili görüşmeler, heyetler arası toplantılar… Zaman dar, takvim yoğun.
Bakanları ve heyetlerini zaman zaman görüşmelere giderken Türk Evi’nin çevresinde yakalayabiliyoruz. Bazen sadece göz teması ile selamlaşma bazen de kısa sohbetler…
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile MİT Başkanı İbrahim Kalın sanırım Türk Evi’nde en çok toplantı gerçekleştiren isimlerdir.
Bu iki halef – selefi zannımca Sn Fatih Kacır ile Sn Mahinur Hanım izlemiştir.
Mehmet Şimşek ise paranın izinde büyük bir koşuşturma içerisindeydi…
Mehmet Bey’in ve ekibinin toplantıları genelde dışarıda olduğu için ekonomi gazetecileri dışında bizim gibi siyasi haberciler pek eşlik edemedik kendilerine…
Geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu yıl da Mehmet Kasapoğlu ile Sn Mustafa Varank heyetteydiler.
Dile kolay yılların getirdiği tecrübe…
Ufak tefek sürpriz karşılaşmalar da bu tür seyahatlerin çileği oluyor. Kahvaltıda bir anda karşımda sert mizacı ve iri yapısıyla Alpay Özalan’ı görünce inceden bir ne oluyor demedim değil… Şaka bir yana Sn Özalan ile de kısa bir meclis dedikodusu yaptık…
Seyahatin adeta maestrosu Sn Emine Erdoğan Hanım’dı.
Liderlerin eşleri Emine Hanım’a inanılmaz bir saygı duyuyor.
Hem yıllara dayanan tecrübesi hem de özellikle çevre ve insan hakları üzerine imza attığı beynelmilel projeler Emine Hanım’ın saygınlığını çok ama çok arttırmış. Buna bir de Emine Hanım’ın içten ve samimi iletişimi eklenince first ladyler arasında doğal bir lider doğmuş durumda. Emine Hanım’ın programı da oldukça yoğundu. Neredeyse her gün Türk Evi’nde bir programları vardı. Elimden geldiği kadar hepsine katılmaya özen gösterdim ki programları X hesabımdan ve Instagram hesabımdan paylaştım…
Cumhurbaşkanı’nın programları elbette çok yoğun ve her görüşmesi stratejik düzeyde oldukça önemliydi ancak asıl beklenen BM kürsüsünde yapacağı konuşmaydı.
Beklenen gün geldi…
Ne yalan söyleyeyim Sn Erdoğan’ın konuşmasından ve salona hakimiyetinden etkilenmemek pek mümkün değildi.
Eleştirisi olduğu noktada muhataplarının bulunduğu alana doğru vücudunu hafif döndürmesi ve direkt sözünü onlara söylemesi birkaç arkadaşımızın da dikkatini çekmiş…
Sosyal medyada koparılan salon boş yaygarası da son derece sığ ve gerçekten uzaktı ki ben de konuyla ilgili salondan paylaştığım fotoğrafla sosyal medyada cevabımı verdim.
Geçelim…
Cumhurbaşkanı’nın adeta gölgesi olan Muhsin Köse ABD seyahati boyunca Sn Erdoğan’ın yanından bir an olsun uzaklaşmadı.
Özellikle New York sokaklarındaki yürüyüşlerde Sn Cumhurbaşkanı’na ilgi çok büyüktü. Bu yoğunlukta Muhsin Bey Sn Erdoğan’ın her daim bir adım arkasındaydı.
Ben yine de stratejik bir hamle ile koruma ekibiyle arayı iyi tuttum. Arada fotoğraflarını da çekerek sempatiklik yapmadım değil. Malum o kalabalıkta bir kazaya kurban gitmeyelim…
Kısa Kısa Notlar
TAİK etkinliği seyahatin en dikkat çekici programlarından birisiydi.
Murat Özyeğin Bey müthiş vizyoner bir beyefendi.
Şahane bir resepsiyona imza attılar.
Alparslan Bayraktar, Fatih Kacır ve Ömer Bolat da resepsiyona katılan üst düzey isimlerdi.
Enerji Bakanı Sn Bayraktar’ı ayaküstü yakalayınca hemen gemilere ne zaman gidiyoruz diye sordum.
Bakan Bey birlikte gidelim teklifi yaptı.
Tecrübeyle sabit o yoğunlukta Bakan Bey’in takvimi bir türlü müsait olmaz.
Ben tek gidiyim deyince sen niye ısrarla bensiz gitmek istiyorsun dedi.
Bastık kahkahayı…
Sonuç? Sanırım bizim sondaj gemisi ziyaretleri biraz daha bekleyecek…
Dünyadan 15 belediye başkanının davet edildiği Birleşmiş Milletler’e ülkemizi temsilen Fatma Şahin katılmıştı. Ben açıkçası bu davete hiç şaşırmadım çünkü Fatma Şahin adeta bir atom karınca gibi..
Askerden sonra ilk kez birisiyle bir odayı bu kadar uzun süre paylaştım.
Ancak Serkan Kalemciler bu konuda eşsiz bir insanmış.
Umarım Kalemciler de aynı şeyi düşünüyordur…
New York sokaklarında Gazze ve Filistin için her an bir protesto ve gösteri var. Merhametli insanların varlığı insanları umutlandırsa da hepimiz şunu merak ediyoruz: Bu İsrail’e kim dur diyecek!
Birleşmiş Milletler sürecinin medyada viral olan sekansı ise TRT Haber ekranlarında gerçekleşti.
Sn Erdoğan, genel kurala hitabı sonrası Türk Evi’ne yürüyor… O sırada TRT Haber’de canlı yayında olan Okan Müderrisoğlu “Sn Cumhurbaşkanım canlı yayındayız” diye sesleniyor…
Zekice bir refleksti. Üstadı yüz yüze de tebrik ettim ama bir selam da buradan yollayayım.
Birleşmiş Milletler günlüğünü sonlandırırken iki önemli tebriği adresine teslim etmem gerekiyor.
İlki İletişim Başkanlığı’na…
Sürecin başından sonuna kadar sürekli çalışan değerli isimler, herkes uyurken yazılan WhatsApp grup mesajlarına anlık verilen cevaplar yapılan açıklamaların sadece Türkiye değil uluslarararası arenada etki gücü, velhasıl hakkını veren bir ekip.
Fahrettin Altun akademik birikim ile sahayı iyi domine etmiş.
İkinci tebrik ise Anadolu Ajansı’na…
Ekip bu yoğun tempoda her toplantıda olmayı nasıl başardı, her açıklamada mikrofon uzatabilmeyi nasıl kaçırmadı, her kritik anda canlı yayına geçebilmeyi nasıl organize etti vallahi bin tebrik.
Yazının başında belirttiğim gibi Cumhurbaşkanlığı heyetiyle Birleşmiş Milletler seyahatine eşlik eden ilk dijital içerik üreticisi olmak bize nasip oldu. Bugün bizim aştığımız bu yoldan muhakkak yarın birçok dijital içerik üreticisi de daha nitelikli işlerle ilerleyecektir.
Başka bir Birleşmiş Milletler günlüğünde buluşmak ümidiyle...