Batman'da yaşayan 24 yaşındaki Benazir Aydın isimli genç kadın, ilginç bir hastalıkla boğuşuyor.
Bir anda hapşırmaya başlayan 2 çocuk annesi Aydın, aralıksız şekilde hapşırmaya devam etti.
Çareler arayan Aydın ve ailesi, hastaneye gitmelerine rağmen çözüm bulamadı.
Yengesinin 12 gündür durmadan hapşırma nöbeti geçirdiğini söyleyen Yasemin Aydın, bir tek uykuda durduğunu, uyurken de ölüm uykusuna yattığını dile getirdi.
"SADECE UYKUDA DURUYOR"
Ne yapacaklarını bilemediklerini, 12 gündür sürekli hastanede olduklarını ve serum takılıp eve gönderildiklerini ifade eden Aydın, "Sağlık Bakanlığı'ndan bu yaşanan duruma bir çare bulunmasını istiyorum. Yengem, hiçbir şekilde yemek yiyemiyor, içtiği suyu bile hapşırdığı için atmak zorunda kalıyor. Yemek yedirmeye çalışıyoruz 'yapamıyorum' diyor.
Ailesi telefonla arıyor konuşamıyor. Çocukları evde perişan durumdadır. İlk kez böyle bir rahatsızlığa kapılıyor. İlk günden hastaneye getiriyoruz hastane bize normaldir diyor. Yengem uykuya daldığı zaman bize iyi oldu deyip eve gönderiyorlar. Dakikalar içinde milyon defa hapşırıyor” dedi.
15 YAŞINDAKİ YAĞMUR TEDAVİ OLDU
Diğer yandan bu ilginç vaka Batman'da ilk değil.
2021 yılında, Batman'da yaşayan 15 yaşındaki Yağmur Çaprak da aynı nöbeti geçirdi.
Sağlık Mahallesi'nde yaşayan Çaprak'ın 7 Ocak'ta yakalandığı hapşırık nöbetinden kurtulmak amacıyla Batman'da başvurduğu hastanede yapılan tetkiklerden netice alınamayınca baba Mehmet Çaprak, Sağlık Bakanlığına müracaat etti.
Bakanlığın yönlendirmesiyle Ankara Şehir Hastanesi'ne sevk edilen Çaprak'ın buradaki tedavisinin ardından hapşırıkları kesildi.
NARKOZLA UYUTULDU, HAPŞIRIKSIZ UYANDI
Yapılan açıklamada, Yağmur'un narkozla uyutulduğu ve uyandığında hapşırığının kesildiği ifade edildi.
Hapşırma krizine girmesine ilişkin neden üzerinde ise araştırmaların devam ettiği açıklandı.
Bu ilginç iki vakanın yanında hapşırık krizleri, daha çok dış etkenlere bağlı şekilde mevsimsel olarak gelişiyor.
SAMAN NEZLESİ
Bu kapsamda hapşırığa neden olan etmenler Sağlık Bakanlığı tarafından şu şekilde tasnif ediliyor:
Baharın gelmesiyle birlikte alerjik hastalıkların görülme sıklığında büyük bir artış olur. Bunun nedeni havada yayılan ağaç, çiçek ve çimenlerin oluşturdukları polenlerdir. Kişi alerjik bir bünyeye sahipse, vücuda giren polenler bazı maddelerin salgılanmasına neden olur. Bu da gözlerdeki ve burun zarlarındaki kılcal damarların genişleyerek dokuların şişmesine yol açar. Bunun sonucunda bahar alerjisine ait bulgular oluşur. Bahar alerjisine halk arasında ''saman nezlesi'' denir.
Alerji normalde zararlı olmayan maddelere karşı vücudun verdiği abartılı cevaptır. Bu abartılı cevap bazen tüm vücutta, bazen vücudun bir kısmında olabilir. Gözde olursa alerjik konjoktivit, üst solunum yollarında olursa alerjik rinit (saman nezlesi), akciğerlerde olursa astım, ciltte olursa ürtiker, egzama ya da kontak dermatit denir.
Alerji çok sık görülen bir hastalıktır. Genetik yatkınlık ve çevresel faktörler ortaya çıkışında önemli rol oynar. İmmün sistem normal olarak vücudumuzu bakteri, virüs gibi mikroplara ve zararlı maddelere karşı korur.
Ancak normalde zararlı olmayan maddelere karşı immün sistem abartılı cevaplar vermeye başlar ise buna alerji denir. Alerjik hastaların immün sistemleri bazı maddelere karşı aşırı hassastır. Bu maddelerle karşılaşınca immün sistem kontrolden çıkar ve kaşıntı, kızarıklık, şişme, spazm, göz yaşarması, burun akıntısı gibi alerjik şikayetler ortaya çıkar.
Alerjiyi başlatan maddeye alerjen denir. Polen, küf, hayvan tüyü, ev tozu, ilaçlar ve gıdalar en sık karşılaşılan alerjenlerdir. Özellikle bahar mevsiminde ortaya çıkan, burun akıntısı, burunda tıkanıklık, gözlerde yaşarma ve hapşırma belirtileri ile seyreden tablo bahar alerjisi ya da mevsimsel alerjik rinit olarak adlandırılır. Bahar alerjisinin nedenleri ağaçlar ve çimenlerden yayılan polenlerdir. Polenler havadan burun, göz ve boğazımıza yapışarak birikirler. Daha sonra alerjik reaksiyon ve buna bağlı belirtiler ortaya çıkar.
-Bahar alerjisinin belirtileri arasında;
-Burun tıkanıklığı,
-Hapşırma nöbetleri,
-Sulu burun akıntısı,
-Burun ve gözlerde kaşıntı (aynı zamanda konjuktivit),
-Sinüslerde baskı ve yüzde ağrı,
-Gözaltlarının şişmesi ve mavimsi bir renk alması,
-Koku ve tat duyularında azalma,
-Çocuk hastalarda sık sık ellerini buruna sürtme ve kaşıma hareketi,
-Yorgunluk,
-Algılama güçlüğü,
-Uyku bozukluğu ,
-Damakta ve gırtlakta kaşıntı,
-Öksürük ve baş ağrısı görülebilir.
Haftada 4 günden az ya da 4 haftadan daha kısa süren alerjik rinit semptomlarının olması aralıklı alerjik rinit olarak, haftada 4 günden daha fazla veya 4 haftadan daha fazla süren alerik rinit semptomlarının olması kalıcı alerjik rinit olarak tanımlanır.
Alerjik rinit her yaşta görülebilmekle birlikte en sık başlangıç yaşı çocukluktan erişkin döneme geçildiği yıllar olarak görülmektedir. Alerjik rinitli hastalarda yaklaşık %50 pozitif aile hikayesi vardır. Hem anne hem de babada alerjik rinit olan çocukların %68’i 10 yaşından önce, %85’i de 20 yaşından önce ilk alerji bulgularını vermişlerdir. Alerji bulgularının kaybolması olasılığı %10 civarında olup sadece hastalığın hafif formlarında görülür.
-Ailede alerji veya atopi öyküsünün olması,
-Sosyoekonomik düzeyin yüksek olması,
-Siyah ırk,
-Hava kirliliği,
-Ailenin ilk çocuğu olma,
-Ev içinde hayvan beslenmesi,
-Evde sigara içilmesi,
-Bebeğin bir yaşından önce yapay mamalarla beslenmesi.
Daha Fazla Yorum Yükle
0 Yorum Yapılmış