Ümit Yenişehirli yazdı: Oruç, neden ay takvimine göre?
Haber Merkezi

Mübarek Ramazan geldi, bugün ilk oruçlar tutuluyor..

Ramazan ve oruç söz konusu olduğunda gündeme gelen kimi tartışmaların bu yıl da ortaya çıkması muhtemel. Fazla taraftarı olmamasına rağmen gene de bir şekilde tartışılanlardan birisi de Ramazan’ın dönüşümlü takvimi.

Zaman zaman “Ramazan sabitlensin” gibi uçuk teklifler duyulmuyor değil. İslam âlimleri ise Ramazan’ın, oruç ibadetinin ay takvimine göre yapılmasındaki hikmeti gayet net açıklamışlardı.

BAŞKA DİNLERİN ORUÇLARI SABİT

Son devrin büyük İslam âlimlerinden biri olan Pakistanlı Prof. Dr. Muhammed Hamidullah'ın (v. 2002) “Ramazan Orucunun Hikmeti” (İslam Medeniyeti Dergisi, 15 Aralık 1967) başlıklı makalesinde İslam’da orucun ay takvimine bağlı olmasına ilişkin değerlendirmelere yer vermişti.

Hamidullah'ın makalesinde şu ifadeler yer almıştı:

İster doğrudan doğruya olsun ister ay yılına gün ilave etmek suretiyle olsun Hıristiyanlar, Yahudiler ve Hindular güneş yılı kullanırlar. Böylece onlarda da var olan oruç daima aynı mevsime rastlar. Müslümanlar ise ay takvimi kullandıkları için tabii olarak oruç ayı olan Ramazan, senenin bütün mevsimlerini dolaşır.

DEĞİŞİK ÜLKELER, DEĞİŞİK MEVSİMLER

Bu iki sistemden acaba hangisi daha iyidir? Üzerinde yaşadığımız dünyanın her yerinde aynı mevsim hüküm sürmez. İnsanlar ister soğuk, ister sıcak her türlü hava şartlarına tahammül edebilirler. Ülkeden ülkeye sıcak ve soğuk mevsimler değişiklik gösterirler. Mesela, kış Mekke’de mülayim bir mevsimdir. Halbuki kutuplara yakın olan Kanada ve Kuzey Avrupa gibi yerlerde durum değişir. Buralarda yaz mevsimi en uygunudur. Ekvatora çok yakın olan yerlerde ve kumlu çöllerde durum tam tersinedir. İlkbahar her bakımdan mülayimdir. Fakat Ekvatora yakın olan yerlerde, mesela, Güney Hindistan'da bu mevsim bilinmez. Oralarda sadece üç mevsim vardır: Kış, yaz ve yağmurlar.

BÜTÜN MEVSİMLERİ DOLAŞAN RAMAZAN

Dünyanın her tarafına yayılmış bir din için eğer oruç zamanının aynı mevsime tesadüf ettiğini kabul edersek, ya bir kısım insanlar için kolaylık, bir kısmı için zorluk olacak ya da bir ülkede devamlı oturanlara bazı yönlerden zorluklar çıkaracaktır. Eğer oruç mevsimi muntazaman değişirse, bazen sıkıntılı bazen kolay olacak ve hiç kimse bu prensibi koyana karşı hoşnutsuzluk hissetmeyecektir.

Ayrıca oruç ayının bütün mevsimleri dolaşması ferdin her mevsimde oruç tutmaya alıştırılması manasını da ifade eder. Dondurucu kışlarda, yakıcı yaz mevsimlerinde yeme ve içmeden kesilebilme kabiliyeti ve buna kazanılan alışkanlık her çeşit hal ve vaziyette, mesela bir harp vukûunda gıda ve su sevkiyatının durduğu bir zamanda, iman etmiş birine, kendisini daima ayakta tutacak, çöküntüsüne mani olacak tahammül gücü verir. Bu misaller daha da çoğaltılabilir.

İSLAM HER SENE OCAK AYINI EMRETSEYDİ…

Eğer İslam, mesela her sene Ocak ayında oruç tutmayı emretseydi, bazı Müslümanlar için daima yaza, diğerleri içinse daima kışa tesadüf edecekti. Yahut İslam, ‘Sadece kışın oruç tutunuz.’ demiş olsaydı, dünyanın bir yarım küresinde olanlar oruçlarını Ocak ayında, diğer yarımküresindekiler ise Temmuz ayında tutacaklardı. Bu da hem devamlı güçlük hem de birliğin temin edilememesi neticesini doğuracaktı. Hülasa olarak, en iyi sistem İslam’ın koyduğu sistemdir.