Ümit Yenişehirli yazdı: Mr. Boycott’un ibretlik hikayesi
Haber Merkezi

CHP’nin, “etkisi kendinden menkul” boykotu, tuhaf bir siyasi gösteri olarak tarihteki yerini aldı.

Bu sakil eylem; her siyasi partinin işi, aşı, ekmeği büyütme iddiası taşıması gerekirken bunları küçültme çabalarının hangi “siyasi aklın” eseri olduğu, listenin tam olarak neye göre belirlendiği, boykot edilen mekânlara gidilmeyip ama –nasıl olacaksa- çalışanlara bahşiş bırakılmasının istendiği, oy vermesi beklenen binlerce çalışanın işlerini zora sokup, sonra o oyun nasıl istenebileceği, 1 Nisan’da 14 milyar lira olan kartlı alışverişin boykot günü 2 Nisan’da 28 milyar liraya çıkışı gibi yığınla detayı ardında bıraktı.

Hazır, “boykot” kelimesi bu kadar dolaşımdayken, bu eyleme istemeden isim babalığı yapan, İrlanda’da servete kavuşmasına rağmen İrlanda düşmanı olan, İrlanda düşmanı İngiltere’den “aferin” almak için kendini paralayan bir tuhaf kişiye, Charles Cunningham Boycott’a yakından bakalım.

SÜLALESİNE KUCAK AÇAN İRLANDA’YA HASIMDI

Charles Cunningham Boycott, 1832 yılında İngiltere Norfolk’da doğmuştu. Boycott’un sülalesi, Protestanlığın kollarından biri olan Huguenotlara mensuptu. Boycott, İngiltere’nin hem ekonomik çıkarlarının hem de Katolik tutuculuğunun gereği olarak İrlanda’ya karşı sergilediği baskıları dinleyerek büyümüştü.

Bütün bunlara rağmen, atalarına ve sonrasında kendisine kucak açan İrlanda tarafında değil, İngiltere tarafında durmayı seçmişti. İngiliz Kraliyet Ordusu’nun bir mensubu olmuş, ardından şatafatlı üniformasıyla İrlanda’ya tayiniyle birlikte geniş ailesinin de mensubu olduğu mezhebin üyeleri Huguenotlar ile diğer İrlandalılara zulmeden mekanizmanın bir parçası haline gelmişti. İrlanda’daki karmaşık mezhep yapısı ve buna bağlı çatışmalara rağmen, Huguenotlar yine de bu ülkede istikrarlı bir yaşantıya sahiptiler. İngiltere ise kendi mezhebinden olanları da etkileyecek biçimde İrlanda’ya zalimane bir politika uyguluyordu.

İRLANDA’DAKİ KITLIK İÇİN OSMANLI YARDIMA KOŞMUŞTU

İngiltere’nin İrlanda’yı sömürmesi, eski tarihlere kadar uzanmaktaydı. İrlandalıların ürünlerine el koymak, dışarıdan ürün almalarına mani olmak İngilizlerin yıllardır yaptıkları işlerindendi. 1845 ile 1852 yılında meydana gelen ve yaklaşık bir milyon İrlandalının ölümüne yol açan kıtlık da İngiltere’nin acımasız sömürüsünün bir sonucuydu. Normalde tarımsal hasılası kendisine fazla fazla yetip, ihracat bile yapabilecek verimlikte bir ülke olan İrlanda, ürünlerine el koyan İngiltere’den dolayı bu faciayı yaşamıştı.

Bu arada, İrlanda’da yaşanan insanlık dramına kayıtsız kalmayan Osmanlı Padişahı I. Abdülmecid, İrlanda’ya 10 bin sterlin yardımda bulunmak istemişse de İngiliz Kraliçesi politik gerekçelerle yardım miktarının düşürülmesini rica etmiş, Abdülmecid de bunun üzerine miktarı 2 bin sterline indirmiş ama 4 bin sterlin değerinde buğday yüklü gemileri de İrlanda’ya göndermişti.

İNGİLİZLERE “EFENDİLERİM” DİYORDU

İşte, İngilizlerin böylesi bir sömürü çarkı kurduğu ortamda “İngiltere’ye hizmet”i en geniş manada içselleştiren Boycott, bu anlayışı askerlik mesleğine girerek iyice ilerletmişti. O, kelimenin tam anlamıyla “Birleşik Krallığın askeri”ydi. Ordudaki görevinin ardından ise kalıcı olarak İrlanda’ya yerleşen Charles Boycott, burada kendisine iş olarak yine İngilizlerin çıkarlarını korumayı seçmişti.

O artık; geçmişin bulanık iddiaları ve şüpheli tapu kayıtlarıyla İrlanda’nın verimli topraklarına el koyan İngiliz zenginlerin arazilerini koruyan birisiydi. Bu koruma görevine fanatikçe bağlı olan Boycott, “İngiliz efendilerimin İrlanda toprakları üzerinde ‘ilahi bir hak’kı var.” diyordu.

İngilizlerin, asırlardır hukuksuz bir biçimde el koyup rantını yediği toprakları elde tutma görevine soyunan Charles Cunningham Boycott’un bu gayretkeş halleri, giderek ona yönelik tepkilere de yol açmaktaydı. İrlandalılar; geniş ailesinden birçoğunun uzun zamandır İrlanda’da yaşıyor olmasına rağmen, Boycott’u tam bir İngiliz muhibbi olarak görmekteydi. İrlandalı köylüler haksız değildi.

Boycott ve çetesi, İrlandalı küçük üreticiyi zora sokacak hemen her işin arkasındaydılar. İrlanda tarım sistemine yönelik, kendi çıkarlarını önceleyen uygulamalar, genel üretimin verimini düşürmekteydi. Çiftçiler, kazançlarına el koyan bu çete yüzünden, giderek ekip biçmeden vazgeçmekteydiler. İrlanda böylece, daha da fakirleşmekteydi.

İRLANDA KÖYLÜSÜNÜN KÂBUSU OLMUŞTU

Boycott, üreticilerden yüksek komisyonlar alıyor, güya İngiliz zenginlere ait araziler için köylülerden fahiş kiralar istiyor, yasa dışı yollarla gemi batığı ticaretinde söz sahipliği ilan ederek yerleşik İrlandalıları bu alandan uzak tutuyor, pek çok alacak-verecek vakasında ise borcunu inkâr edip konuyu İngiliz etkisindeki yargıya taşıyarak çamura yatıyordu.

Sözleşmesi henüz bitmemiş İrlanda köylülerini, tam da ürünün toplanacağı sırada tahliye kararıyla araziden kovmak, ısınmak ve yemek pişirmek için ormandan odun kesip, çalı çırpı toplayan çiftçileri bundan men etmek, kendi arazisine giren köylülerin tavukları için yüksek cezalar kesmek de Charles Cunningham Boycott’un diğer tepki toplayan işleri arasındaydı. Bütün bunlar yetmezmiş gibi Boycott, yine İngiliz efendilerinin desteğini alarak bir dönem “hâkim”lik görevinde bile bulunmuştu.

İRLANDA TOPRAKLARININ YARISI 750 İNGİLİZ'İN ELİNDEYDİ

Boycott’un bütün bu yaka silktiren davranışlarının elbette bir sonucu olacaktı. Ülkenin en büyük kazanç kapısı olan tarım alanında, bu adam karşısında her geçen gün gerileyen İrlanda köylüleri, sonunda örgütlenmeye karar vermişlerdi. Bu arada, İngiltere’nin yayınladığı bir rapor, toplumdaki tepkiyi daha da arttırmıştı.

Rapora göre, İrlanda tarım arazilerinin neredeyse tamamı, nüfusun sadece % 0,2’sine aitti. Yaklaşık 10 bin kişilik bu grubun da çok büyük bir bölümü İngiltere’de yaşamaktaydı. Sadece 750 kişilik bir grup ise İrlanda topraklarının net yarısına sahipti. En zenginlerin çoğu, İngiltere’de yaşayan ve mülklerini yönetmeleri için Charles Boycott’a ücret ödeyen toprak sahipleriydi. Bu sahiplik o kadar tuhaftı ki, literatüre “gıyabî toprak sahipliği” gibi bir kavram bile girmişti.

BOYCOTT’A EKMEK VERMEDİLER, DÜKKÂNLARINA ALMADILAR

Bu tablo, İrlandalılar açısından “toprak meselesi”nin ne kadar önemli olduğunu gösteriyordu. Bağımsızlığın yolu, bu adaletsiz tabloyu ortadan kaldırmadan geçiyordu. Örgütlenen İrlandalı çiftçiler, Ekim 1879’da Toprak Birliği’ni kurmuşlardı. Çiftçi aktivistler Michael Davitt ve Charles Stewart Parnell, köylülerin önüne düşmüş, peş peşe eylemler organize etmişlerdi.

Parnell, topladığı binlerce İrlandalıya ateşli konuşmalar yapıyordu. Charles Cunningham Boycott’un kötülüklerini bir bir sayan Parnell, “Sosyal dışlama yapmalısınız. Boycott’la karşılaştığınızda, yol kenarında ondan uzak durmalısınız Dükkânınıza almamalısınız, bir şekilde girdiğinde ise ondan uzak durmalısınız. Onu güzel yeşilliklerde ve pazar yerinde ve hatta ibadethanede bile yalnız bırakarak ahlakî dışlanmanın merkezine koymalısınız. Onu, sanki bir cüzzamlıymış gibi ülkenin geri kalanından izole ederek, işlediği suçlardan dolayı ondan ne kadar nefret ettiğinizi göstermelisiniz.” diyordu.

BOYKOTA KARŞI DA İNGİLİZ EFENDİLERİNDEN YARDIM İSTEMİŞTİ

Böylece ülke çapında eylemler başlamıştı. Önce, ödenmesi gereken kiralar ödenmemiş, tebligat memurlarına kırmızı bayrak gösterilmişti. Aynı günlerde Boycott’un hizmetçileri iş bırakmış, ardından da kendisine iş yapan demirci, postacı, çamaşırcı bu işleri yapmayı reddetmişti. Boycott; kasabaya kendi gidip, kendi yiyeceklerini, zar zor girebildiği az sayıdaki dükkândan almak zorunda kalmıştı.

Bu sosyal dışlanmadan bunalan Charles Cunningham Boycott, zenginleşirken olduğu gibi iflas ederken de gene İngilizlerden yardım isteyecekti. The Times gazetesine bir mektup yazan Boycott, “Beyfendi! Hiçbir işçiyi hiçbir şey yapmaya ikna edemiyorum ve her şeyi bırakıp ülkeyi terk etmediğim sürece yıkımım Toprak Birliği’nin hedefi olarak ilan ediliyor.” diyordu. Bölgeye muhabir gönderen Daily News’de çıkan haberde de “Kimse onun kravatını yıkamıyor, bir somun ekmek vermiyor, kendi ürünleri olduğu yerde batıyor.” deniliyordu. Polis eşliğinde Dublin’e götürülen Boycott ve ailesi, burada da kalacak otel bulamayacaktı.

Sonunda İngiliz Parlamentosu, Nisan 1881’de İrlandalı çiftçilerin haklarını teslim eden bir yasayı çıkartmak zorunda kalmıştı. Toprak Hukuku yasasıyla birlikte de İrlanda’da durum sakinleşmiş, Toprak Komisyonu kurulmuş, üretim artmıştı.

Charles Cunningham Boycott ve ailesi ise gizlice ABD’ye geçmişti. New York Times, “Yolcu, özel sebeplerden dolayı New York’a gizlice geldi.” derken, New York Tribune de “İstemeden dile yeni bir kelimeyi, ‘boykot’u kazandıran adam.” diye yazmıştı. Ömrünün geri kalanını ABD, Malta ve İngiltere’de ortalığa çıkmadan geçiren Charles Cunningham Boycott, 19 Haziran 1897’de 65 yaşında İngiltere Manchester Flixton’daki evinde ölmüştü. Ailesi, ölümü sonrası, eski yıllardan gelen Boycott karşıtı davaların çoğunu kaybetmiş ve büyük tazminatlar ödeyebilmek için çok sayıda mülkünü satmak zorunda kalmıştı.

- Britannica Ansiklopedisi, Charles Cunningham Boycott Maddesi, 23 Eylül 2010