Video Player is loading.
Current Time 0:00
Duration -:-
Loaded: 0%
Stream Type LIVE
Remaining Time 0:00
 
1x
    • Chapters
    • descriptions off, selected
    • subtitles off, selected
      AA & Ensonhaber

      Suriye’de 1982 yılında Hafız Esad yönetimindeki Baas rejimi, Hama kentinde Müslüman Kardeşler Teşkilatı’nı hedef alma bahanesiyle kanlı bir katliama girişti. Ancak bu vahşet sadece Müslüman sivillerle sınırlı kalmadı; kentte yaşayan Hristiyanlar da ağır bedeller ödedi. 26 gün süren saldırılar sırasında, Hristiyanlara ait binlerce ev, iş yeri ve ibadethane tahrip edildi. Kimi kaynaklara göre 5 ila 10 bin Hristiyan hayatını kaybetti.

      Hama’nın tarihi yapılarından biri olan ve 5. yüzyılda inşa edilen Seyyidet Duhul Kilisesi, rejim güçleri tarafından tonlarca patlayıcıyla havaya uçuruldu. Aynı saldırılarda iki kilise daha yıkıldı. Seyyidet Duhul Kilisesi, ancak 1993 yılında bağışçıların desteğiyle restore edilebildi.

      TANIKLAR ANLATIYOR: "KATLİAMIN İZLERİ SİLİNMEDİ"

      Katliamın 43. yılında, Hama’nın Medine Mahallesi’nde yaşayan Hristiyanlarla görüşen AA ekibi, bu korkunç olayın tanıklarıyla konuştu. O dönemde bir devlet kurumunda müdür olarak çalışan Cihad Kerbuç, yaşadıklarını şu sözlerle anlattı:

      Ordu şehre girdiğinde etrafımız roketatarlarla çevrildi. Gece boyunca patlamalar duyduk, roketler evlerimizin yakınına düşüyordu. Hayatta kalmak için banyoya saklandık. Sabah olduğunda askerler mahallede arama yapmaya başladı. Bir asker beni tokatladı, diğeriyse boynumdaki haçlı kolyeyi çekip almak istedi. Ancak annemi görünce vazgeçti.

      Kerbuç, Hama’da Müslümanlarla her zaman iç içe yaşadıklarını vurgulayarak, rejimin saldırılarının hiçbir dini ayrım gözetmediğini belirtti:

      Gözaltına alınanlar arasında din farkı gözetilmedi. Hama’da yalnızca 6 bin Hristiyan yaşıyordu, bu yüzden Müslümanlara kıyasla daha az kayıp verdik. Ancak bu süreçte Müslüman komşularımızla dayanışmamız daha da güçlendi.

      Katliam sırasında insanların feci şekilde öldürüldüğüne de tanıklık eden Kerbuç, hafızasından silemediği bir anısını şu sözlerle paylaştı:

      Neccarin Sokağı’nda yürürken yanmış cesetler ve insan kemikleriyle karşılaştım. Dehşet içinde oradan uzaklaştım, başka bir sokağa girdim ama her yerde tanklar vardı. Miftah ailesine ait binanın önüne geldiğimde ise iki ceset gördüm. O görüntüler zihnimden asla silinmeyecek.

      "BİRÇOK KİŞİNİN KANINA GİRDİLER"

      Saint George Ortodoks Rum Katedrali Başrahibi Arşmandrid Sefroniurs da 1982’de yaşananların sistematik bir saldırı olduğunu ifade etti. O dönemde çocuk yaşta olan Sefroniurs, rejimin kentteki tüm sivilleri hedef aldığını ve halkın 43 yıl boyunca korkudan konuşamadığını belirtti:

      "İnsanlarla inatlaşarak birçok kişinin kanına girdiler. İnsanlar hâlâ bu saldırıları nefretle anıyor."

      Sefroniurs, kiliselerin bilinçli bir şekilde bombalandığını ve yağmalandığını dile getirerek, şu detayları paylaştı:

      Tarihi kilisemizi iki kez patlatıcılarla havaya uçurdular. İçindeki altın ve gümüş mumluklar kayboldu, kilisenin mimari yapısını bozdular. 150 tarihi parçadan geriye sadece 20’si kaldı. Ayrıca, kiliseye ait birçok arsa rejim güçleri tarafından gasbedildi.

      1982 HAMA KATLİAMI: BİR ŞEHRİN YOK EDİLİŞİ

      1982’nin Ocak ayı sonunda, Hafız Esad yönetimi, Müslüman Kardeşler’e yönelik operasyon bahanesiyle Hama’yı kuşattı. Şehir, topçu birlikleri ve tanklarla çevrildi. 2 Şubat’ta Rıfat Esad komutasındaki birlikler, kenti önce havadan bombaladı, ardından yoğun topçu atışlarıyla yerleşim alanlarını hedef aldı.

      Suriye İnsan Hakları Ağı (SNHR) verilerine göre, Hama Katliamı sırasında yaklaşık 40 bin sivil öldürüldü. Katledilenlerin nerelere gömüldüğü bilinmezken, 17 binden fazla kişinin rejim güçlerince alıkonulduğu ve bir daha kendilerinden haber alınamadığı bildirildi. Çoğunun Humus’taki Tedmur Hapishanesi’ne götürüldüğü ve infaz edildiği düşünülüyor.

      Saldırılar sırasında Hama’nın tarihi mahalleleri büyük ölçüde tahrip edildi. El-Barudiyye, el-Başuriyye, el-Emiriyye ve Manah mahallelerinin yüzde 80’i yok oldu. Camiler, okullar ve fabrikalar alıkoyma merkezlerine dönüştürüldü. Toplamda 88 cami ve 3 kilise rejim saldırılarında yıkıldı veya zarar gördü.

      ULUSLARARASI SESSİZLİK VE ADALET ARAYIŞI

      Katliamın üzerinden yıllar geçmesine rağmen, olayın sorumluları hiçbir zaman adalet karşısına çıkarılmadı. Cihad Kerbuç, uluslararası toplumun bu korkunç katliama kayıtsız kaldığını şu sözlerle dile getirdi:

      Birleşmiş Milletler ve Avrupa ülkeleri ne yaptı? Hiçbir şey. Hama’daki kayıplar için hiçbir destek sağlamadılar. Sadece birkaç kişiyi siyasi mülteci olarak kabul ettiler. Ölenler için hiçbir adalet sağlanmadı.

      Bu acı dolu olayın tanıkları, geçen 43 yıla rağmen hafızalardaki izlerin silinmediğini, yaşananların unutulmasına izin vermeyeceklerini vurguluyor.