Video Player is loading.
Current Time 0:00
Duration -:-
Loaded: 0%
Stream Type LIVE
Remaining Time 0:00
 
1x
    • Chapters
    • descriptions off, selected
    • subtitles off, selected
      Haber Merkezi

      İBB'ye yönelik yolsuzluk soruşturması ve Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasıyla başlayan sokak olaylarının etkileri sürüyor.

      Olaylar sırasında polise saldıran çok sayıda protestocu gözaltına alınarak tutuklanmıştı.

      Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, İBB'ye yönelik soruşturmalardan sonra başlayan sokak olaylarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

      "TUTUKLULAR İÇİN DEĞERLENDİRME YARGIDA"

      Bakan Tunç şöyle konuştu:

      "Bir kısım gençlerle alakalı tahliye kararı verilmişti. Tutukluluğu devam edenler var. Kişilerin o olaylardaki rolü ve şiddet kullanımıyla alakalı değerlendirmeyi yargı yapacak.

      Bu dosyalar incelenecek. Duruma göre yargı gerekli kararı verecek. Onlarla ilgili soruşturmada tamamen yargı sürecini takip etmek durumundayız."

      "ÇIPLAK ARAMA İDDİALARI GERÇEK DIŞIDIR"

      Usule aykırı arama iddialarına ilişkin soruya da yanıt veren Bakan Tunç, "Bizim mevzuatımız açık. Bunlar gereğince yapılan uygulamalar söz konusu. Bütün dünyada geçerli olan detaylı arama dediğimiz, birilerinin çıplak arama şeklinde ifade ettiği hususlar. Ülkemizde kesinlikle çıplak arama diye bir durum söz konusu değildir. Buna izin veremeyiz. Bizim mevzuatımız detaylı aramayı düzenlemiştir.

      Cezaevinin güvenliği bakımından, oradaki hükümlü ve tutukluların güvenliği bakımında, cezaevlerine yasak madde sokulmaması bakımında eğer bir şüphe durumu varsa cezaevi idaresine böyle bir detaylı arama yetkisi verilmiştir.

      Bu yetki kullanılırken kişinin mahremiyetine özellikle dikkat edilir. Bu detaylı aramada kişinin mahremiyeti, ayın cinsten kişinin aramış olması, her türlü mahremiyete ilişkin tedbirler alınarak detaylı arama yapılır.

      "BU KONUDA ÇOK HASSASIZ"

      Detaylı arama istisnai bir durumdur. Bir şüphe durumunda uygulanan hususlardır. İşkenceye sıfır tolerans politikasını uygulamaya devam ediyoruz. Türk Ceza Kanununda işkence suçunun zaman aşımına uğramayacağına yönelik düzenlemeleri biz yaptık. Bu konuda çok hassasız.

      Bir tane örnek varsa, cezaevlerine ya da gözaltı durumunda bir örnek varsa bunun üzerine kararlılıkla bu ülkenin yargısı gider. Kesinlikle bu tür kara propagandalara müsaade etmemek lazım. Somut bir örnek verilir ve o örneğin üzerine gidilir. Böyle bir somut örnek olmadan karalama kampanyası ile Türkiye’de işkence varmış gibi kara propagandaya kesinlikle halkımız itibar etmesin.

      Geldiğimiz noktada gözaltı merkezlerinde, cezaevlerinde her yerde kamera var. Böyle bir tespitte bulunulduğunda gerekli müdahaleleri mutlaka yaparız. Cezaevindeki hükümlü ve tutuklular devletimize emanettir. Masumiyet karinesine önem veriyoruz. Bu konuda soruşturman gizliliği ihlal edilmesin diye uyarılar yapıyoruz. Birtakım isnatlar var, iddialar var.

      Bunların değerlendirileceği yer yargı makamlarıdır. Burada kişiler savunmasını yapar ve yargı bir sonuca ulaşır. Burada soruşturmanın başlangıcından itibaren henüz dosya ile ilgili hiç bilgisi olmadan bir takım siyasilerin maalesef ‘bu bir adli soruşturma değildir siyasi soruşturmadır’ şeklinde hedef saptırma içine girdiklerini görüyoruz.

      Yargı makamları milletten aldığı yetkiyi kullanır, hiçbir makamdan talimat almaz, hiçbir makam ona tavsiye ve telkinde dahi bulunamaz. Dolayısıyla bağımsız ve tarafsız yargı isnat edilen suçlamalarla ilgili soruşturmaları yapar ve sonuca ulaşır. Soruşturma neticesinde isnat edilen fiiller, savunmalar, iddianameler ortaya çıktığında kamuoyu ile paylaşılacaktır." şeklinde konuştu.

      ÖZGÜR ÖZEL'E 'CUNTACI' TEPKİSİ: BU SÖZLER HADSİZLİKTİR

      CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik sözlerine tepki gösteren Bakan Tunç, "Dün CHP Genel Başkanı çok talihsiz bir ifade kullandı. Cumhurbaşkanımıza maalesef ‘cunta başkanı’ diyebildi. Bu bir kere hadsizlik. Bu ifadeleri kendisine iade ediyoruz. Cumhurbaşkanımız bu ülkede demokratik siyasi hayatımızda art arda en yüksek oranlarla seçim kazanan ve kesintisiz en uzun süre başbakanlık yapan bir kişi.

      Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi ile ilgili anayasaya değişikliği sonrası ilk kez halk tarafından seçilen, sonrasında iki kez daha seçilen ve milletin gönlünde yer etmiş bir lider.

      Dolayısıyla Cumhurbaşkanımız bu ülkenin yüksek standartlı bir demokrasiye kavuşmasının mücadelesini vermiştir. Darbeci, cuntacı, vesayetçi anlayışın tasfiyesi için çok büyük gayret göstermiştir ve milletinin desteğiyle darbecileri tarihe gömmüştür. Onlar önce kendilerine baksınlar, kendi siyasi tarihlerine baksınlar. 27 Mayısı demokrasi ve anayasa bayramı diye 20 yıl boyunca kutlayan, darbeyi bayram diye kutlatan bir zihniyettir CHP.

      Millet unutmaz. Bütün darbe süreçlerinde vesayetçilere destek olmuş bir siyasi zihniyetin bu ülkede yüzde 85 üzerinde katılımla defalarca kesintisiz seçimleri kazanan ve darbeci, cuntacı, vesayetçi zihniyeti tarihe gömen bir lidere böyle bir söz söylemek CHP Genel Başkanı'nın haddi değildir. Burada devam eden bir adli soruşturma var.

      Bu soruşturmayı gölgelemeye yönelik, hedef saptırmaya yönelik, partisindeki rekabetlerden yola çıkarak özellikle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının yürütmekte olduğu dosyadaki iddiaları gölgelemeye yönelik. Bırakın savunmalarını yapsın herkes. Kim suçlu, kim suçsuz ortaya çıkar. Buna yargı karar verir." diye konuştu.

      MAHİR POLAT'IN DURUMU HAKKINDA DEĞERLENDİRME

      Silivri Cezaevinde tutuklu bulunan İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat'ın durumuna ilişkin soruya yanıt veren Bakan Tunç, "Cezaevinde sağlık şartları nedeniyle yalnız başına hayatını idame ettiremeyeceklerle ilgili olarak gerekli kararların nasıl verileceği kanunda belli. Burada tam teşekküllü hastaneden alınacak bir rapor ve bu raporun Adli Tıp Kurumu tarafından onaylanması durumunda tutuklu kişilerle ilgili adli kontrol kararı verilebileceği mevzuatımızda var.

      Bahsettiğiniz tutuklu ile ilgili olarak cezaevine naklinden sonra belirttiği şikayetlerin ardından bir ön muayene yapılmıştır. Sonra eğitim araştırma hastanesine sevk edilmiştir.

      Orada birtakım tetkikler ve tıbbi müdahaleler yapıldıktan sonra oradaki heyetin kararı ile cezaevine geri alınmıştır. Orada şikayetlerinin devam etmesi üzerine kampüs devlet hastanesinde doktorların tetkikleri sağlanmıştır. Adli Tıp Kurumu'na sevkine karar verilmiştir. Bugün adli tıp gerekli muayeneleri yapacaktır, gerekli raporu adli tıp verecektir. Adli Tıp'ın raporu doğrultusunda bir karar verilecektir." dedi.