Haber Merkezi

Yoğun mesaisi süren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, son olarak Filistinlilerle Kardeşlik İftarı'na katıldı.

Burada açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye SDG anlaşmasına değindi.

Dün varılan mutabakatın eksiksiz uygulanmasının Suriye'nin güvenliğine ve huzuruna hizmet edeceğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bunun da kazananı Suriyeli kardeşlerimizin tamamı olacaktır." dedi.

"Araplar, Türkler, Kürtler olarak kardeşliğimizi yücelttiğimiz ölçüde oyunları bozar geleceğimizi güvence altına alabiliriz." diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

SURİYE SDG ANLAŞMASI

Komşumuz Suriye'nin toprak bütünlüğüne, üniter yapısının korunmasına, birlik ve dirliğinin tahkim edilmesine büyük önem veriyoruz. İlk günden beri hep bunu savunduk, bunun ehemmiyetine dikkat çektik. Suriye'nin terörden arındırılmasına yönelik her türlü çabayı doğru yönde atılmış bir adım olarak görüyoruz.

Dün varılan mutabakatın eksiksiz uygulanması Suriye'nin güvenliğine ve huzuruna hizmet edecektir. Bunun da kazananı Suriyeli kardeşlerimizin tamamı olacaktır. Her zaman üzerine basa basa söylüyorum. Araplar, Türkler, Kürtler olarak kardeşliğimizi yücelttiğimiz ölçüde oyunları bozar geleceğimizi güvence altına alabiliriz. Birbirimizin elini tutmaktan, birbirimize sıkıca kenetlenmekten, birbirimizin hassasiyetlerine saygı göstermekten başka kurtuluş yolunun olmadığını aklımızdan lütfen çıkarmayalım.

"MİLLETİMİZİN VE FİLİSTİN HALKININ RAMAZAN-I ŞERİFİNİ CANI GÖNÜLDEM TEBRİK EDİYORUM"

Davetimize icabet ederek, iftar soframızı onurlandıran siz muhterem kardeşlerime, ailem adına, milletim adına tek tek teşekkür ediyorum. Ramazan-ı Şerifin kardeşliğimizi perçinleyen, dayanışmamızı güçlendiren bu vahdet ve kuvvet ikliminde sizlerle bir arada olmanın bahtiyarlığını yaşıyorum. Cumhurbaşkanlığı Külliyemize, milletin evine, bu gazi mekana hepiniz hoş geldiniz, şeref verdiniz. Sözlerimin hemen başında sizlerle birlikte milletimizin ve Filistin halkının Ramazan-ı Şerifini canı gönülden tebrik ediyorum.

Bu mübarek aya nasıl salimen ulaştıysak Kadir Gecesi ve Ramazan Bayramı'na da aynı şekilde sağlıkla, afiyetle, huzurla vasıl olmayı Rabbim hepimize nasip eylesin diyorum. Yine sizlerin vasıtasıyla Gazze, Kudüs ve Batı Şeria'daki kardeşlerimiz başta olmak üzere dünyanın dört bir yanında izzetiyle hayata tutunan Filistin'in yiğit evlatlarını şahsım ve milletim adına saygıyla selamlıyorum.

"ÜSTAD NECİP FAZIL, ORUCU MADDİ VE MANEVİ SAYISIZ NİMETİN KAYNAĞI OLARAK TARİF EDİYOR"

'Allah yolunda öldürülenler için ölüler demeyin, hayır onlar dirilirler, fakat siz bilemezsiniz.' Evet bedenen aramızdan ayrılmış olsalar bile şehitlerimizin ölmediklerine inanıyor bu ilahi müjdeye tüm kalbimizle iman ediyoruz. Gazze'de ve Batı Şeria'da vatanları, namusları, özgürlükleri için toprağa düşen tüm şehitlerimize Cenab-ı Allah'tan rahmet niyaz ediyoruz. Aynı şekilde baş koydukları mukaddes yolda mücadele ederken gazilik mertebesine erişen kardeşlerimize de sağlıklı ömürler diliyorum.

Üstad Necip Fazıl, orucu maddi ve manevi sayısız nimetin kaynağı olarak tarif ediyor. Tuttuğumuz oruçların, yaptığımız hayır ve ibadetlerin, ettiğimiz duaların maddi ve manevi nimetlerimizi arttırmasını, hayatımıza feyiz ve bereket katmasını canı gönülden temenni ediyoruz. Değerli dostlar, bugün Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde büyük bir trajedinin son asrın en barbar soykırımlarından birinin mağdurlarını misafir ediyoruz. Gazze'nin vakur olduğu kadar yüreği yaralı evlatlarını milletin evinde bu gazi mekanda ağırlamaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum. Teşekkür ederim.

"İSRAİL'İN 471 GÜN BOYUNCA GAZZE'DE GERÇEKLEŞTİRDİĞİ KATLİAMLAR İNSANLIK TARİHİNE BİR UTANÇ LEKESİ OLARAK KAZINMIŞTIR"

Burada şu hususun altını tekrar çizmek istiyorum. İsrail'in 471 gün boyunca Gazze'de gerçekleştirdiği katliamlar insanlık tarihine bir utanç lekesi olarak kazınmıştır. Soykırım şebekesinin saldırıları sonucunda çoğu çocuk ve kadın 61 birin üzerinde kardeşimiz şehit oldu. 200'ün üzerinde basın mensubu katledildi. Savaşta bile dokunulmaması gereken 330'dan fazla sağlık görevlisi bilinçli bir şekilde öldürüldü. Ağzı süt kokan bebekleri, analarının öpmeye doyamadığı masum yavruları katletmekten sadistçe bir keyif alan bir cinnet haliyle, kimi zaman öfkeyle, kimi zaman mahcubiyette, bütün dünya gibi biz de 471 gün süresince maruz kaldık.

Alkanlarıyla toprağı sulayan şehitlerden bir tanesi de henüz 3 yaşındaki Rim isimli evladımızdı. Dedesi Ebu Dia Rim'in gözlerinin içini öperek sen ruhumun ruhusun diyerek torununu toprağa vermişti. Geçtiğimiz Aralık'ta Ebu Dia da İsrail saldırılarında şehit düştü. Nice dede torunsuz, nice torun dedesiz, nice çocuk annesiz babasız kaldı. Kardeşlerim Ebu Dia nasıl torunu Rim'i ruhunun ruhu olarak gördüyse, onu nasıl sevgiyle, şefkatle, merhametle bağrına bastıysa biz de Filistin'i daima ruhumuzun ruhu olarak gördük. Filistinli kardeşlerimizin canımızın canı olarak bildik.

"FİLİSTİN TOPRAKLARININ TAMAMINDA EZELİ VE EBEDİ KARDEŞLİĞİMİZİN NİŞANELERİ, MÜHÜRLERİ VARDIR"

4 asır boyunca aynı çatı altında kader birliği yaptığımız Filistinli kardeşlerimizi hiçbir zaman yalnız bırakmadık. Kudüs'ten Haypa'ya, Safet'ten Yapa'ya, Nablus'tan Akka'ya, Kenanili'nin her bir köşesinde ortak tarihimizin, dostluğumuzun, dayanışmamızın, kardeşliğimizin izleri vardır. Türküyle, Kürtüyle, Arapıyla bizim gönül birliğimiz Filistin'in caddelerine, sokaklarına, camilerine, kanlarına, hanlarına, çarşılarına, çeşmelerine nakledilmiştir.

Bakınız, Mescid-i Aksa'nın Babil silsile kapısından çıkıp dost doğru ilerlediğinizde sağda göreceğiniz ilk caddenin adı El Hakkari'dir. Bu cadde ismini Selahaddin Eyyubi'nin komutasında Kudüs'ün fethine katılan ve fetihten sonra buraya yerleşen Hakkari'li suvarilerden almıştır.

Filistin topraklarının tamamında hemen her metrekaresinde ezeli ve ebedi kardeşliğimizin nişaneleri, mühürleri vardır.

"7 EKİM'DEN İTİBAREN AKAN KANI DURDURMAK AMACIYLA TÜM İMKANLARIMIZI SEFERBER ETTİK"

Siyonist rejimin 471 gün süren işgal ve soykırım politikası karşısında Gazzeli kardeşlerimizi hiçbir zaman yalnız bırakmadık, bırakmayacağız. Saldırıların başladığı 7 Ekim'den itibaren akan kanı durdurmak amacıyla tüm imkanlarımızı seferber ettik. Birleşmiş Milletler başta olmak üzere yer aldığımız tüm uluslararası platformlarda Filistinli mazlumların sesi oldu. Haksızlıkları dile getirdik. Mevcutlara ilave olarak 9 ülkenin daha Filistin'i tanımasına katkı sunduk. Uluslararası adalet divanında İsrail aleyhine açılan soykırım davasına müdahil olma kararı aldık.

Gazze'ye yaklaşık 100 bin ton insani yardım malzemesi ulaştırdık. İsraille olan ticareti tamamen durdurarak toplam 9.5 milyar dolarlık ticaret hacminden sarfınazar ettik. Katılımcı sayısı 500 binleri aşan mitinglerle, boykotlarla, farkındalık çalışmalarıyla Filistinli kardeşlerimizin haklı mücadelesine omuz verdik. Siyonist rejime şirin gözükmek için Filistin'in direnişine çamur atanlara, terör örgütü iftirası atanlara lafa her başladıklarında amalı fakatlı cümleler kuranlara rağmen Gazze'nin kahraman evlatlarının daima yanında olduk.

"KAHİRE'DE TOPLANAN ACİL GAZZE ZİRVESİNDE OLUŞAN PLANI ÇOK KIYMETLİ BULUYORUZ"

Gazzeli 1369 hasta, yaralı ve refah katçının ülkemizdeki hastanelerde tedavilerine devam etmelerini sağlamış, 880 vatandaşımızı Gazze'den tahliye ettik. 2000'e yakın Filistinli kardeşimize, Ankara ve İstanbul başta olmak üzere birçok ilimizde barınma imkanı sunduk. Kızılay, AFAD, Türkiye Diyanet Vakfı ve diğer vakıflarımızın öncülüğünü yaptığı nice yardım faaliyetiyle Filistinli kardeşlerimize destek verdik.

Şu hususu bugün bir kez daha açık ve net bir şekilde ifade etmek istiyorum. Ezelden ebede uzanan kardeşliğimize kimse engel olamayacaktır. Filistinli ve Filistinli kardeşlerimizi bundan sonra da yalnız bırakmayacağız. Filistinli bağımsızlık mücadelesini her şartta cesaretle savunacağız. Son dönemde İslam ülkelerinin Filistin davasını sahiplenme, Filistinlilerin haklarını koruma noktasında ortaya koyduğu güçlü iradeyi memnuniyetle karşılıyoruz. Gazze'nin geleceğine yönelik, Kahire'de toplanan acil Gazze zirvesinde oluşan planı çok kıymetli buluyoruz. 19 Ocak'ta varılan mutabakatın devam ettirilmesini temenni ediyoruz.

"FİLİSTİN'İN TAPUSU FİLİSTİNLİ KARDEŞLERİMİZİN ELİNDEDİR"

Ancak Netenyahu hükümetinin ateşkesi baltalama girişimleri ilk günden beri artarak sürmektedir. Siyonist yayılmacılığı devlet politikası haline getiren mevcut hükümetin ne yapmaya çalıştığını gayet iyi biliyoruz. Bölgemizde böl, parçala, yönet taktiğine dayalı yeni planların devreye alınmasına geçit vermeyeceğiz. Burada şunu altını çizerek tekrar söylemek isterim. Filistinlileri topraklarından sürgün ederek Filistin halkına ikinci bir nekve felaketi yaşatmaya dönük projelerin hiçbiri kabul edilemez.

Filistin'in tapusu Filistinli kardeşlerimizin elindedir. Ham hayaller peşinde koşanlara Filistin'in efsanevi şairi Mahmut Derviş'in şu anlamlı şiirini hatırlatmakta fayda görüyorum. Bir mendil işleyeceğim yarına kadar gözlerine sunduğum şiirlerle süslü ve 1 cümleyle baldan ve öpücüklerden tatlı. Bir Filistin vardır. Bir Filistin. Unutmayın gene var.

"BİZ TÜM BÖLGEMİZDE BARIŞ, HUZUR VE REFAH İSTİYORUZ"

Şu gerçeği anlık herkesin kabullenmesi iyi olacaktır. İki devletli çözüm, bölgedeki tüm halkları huzura götürecek yegane yoldur. 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan özgür, bağımsız ve toprak bütünlüğüne sahip, egemen bir Filistin devleti kurulmadan, adil ve kalıcı bir çözümden bahsetmek imkansızdır.

Gazze'nin yeniden imar ve ihyası için, İslam ülkeleri başta olmak üzere uluslararası toplumun tüm üyelerini etkin sorumluluk almaya, elini taşın altına koymaya davet ediyoruz. Sözlerimi tamamlamadan önce şu hususu ifade etme karşısındayım. Biz sadece Gazze'de, sadece Batı Şeria'da değil, tüm bölgemizde barış, huzur ve refah istiyoruz. Farklı inançların, mezheplerin, etnik unsurların yan yana yaşadığı bir bölge hayal ediyoruz. Bunun için de var gücümüzle çalışıyoruz.