Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Türkiye, Azerbaycan ve Özbekistan arasındaki İkinci Üçlü Mekanizma Toplantısı'nda önemli açıklamalarda bulundu. Türkiye’nin dost ve kardeş ülkeleri Azerbaycan ve Özbekistan’ın bakanlarını Dışişleri Bakanlığı koordinasyonunda ağırlamaktan memnuniyet duyduğunu ifade eden Uraloğlu, bölgesel iş birliğinin stratejik önemine vurgu yaptı.
ALTERNATİF GÜZERGAHLAR VE ORTA KORDOR'UN ÖNEMİ
Ticaret yollarında alternatif güzergahların önemine dikkat çeken Uraloğlu, “Orta Koridor’un önemi her geçen gün daha da netleşiyor. Bölge ülkeleriyle, özellikle Azerbaycan ve Özbekistan ile çok sayıda ortak çalışmamız var ve bunları bir an önce hayata geçirmeye odaklanıyoruz.” dedi.
Multimodal taşımacılığın artırılmasının gerekliliğine de değinen Uraloğlu, yük taşımacılığında yalnızca mevcut yolların yeniden yönlendirilmesi değil, artan ticaret hacmini yeni koridorlara taşımanın da büyük fayda sağlayacağını belirtti.
"Zaman en değerli kaynağımız. Orta Koridor’u ne kadar güçlendirir ve daha fazla yük taşımasını sağlarsak, tüm bölge için o kadar kazançlı olur." diyen Uraloğlu, Süveyş Kanalı üzerinden taşınan bir yükün 35 günde, Ümit Burnu rotasında ise 45 günde varış noktasına ulaştığını, ancak Orta Koridor üzerinden yapılan taşımaların sadece 18 gün sürdüğünü vurguladı.
ZENGEZUR KORİDORU VE YENİ BAĞLANTILAR
Özbekistan’ın Tacikistan ve Çin’le başlattığı demiryolu güzergahının da önemli katkılar sağlayacağını belirten Bakan Uraloğlu, mevcut Bakü-Tiflis-Kars hattına ek olarak İran üzerinden geçen rotanın da kullanıldığını ifade etti. Ancak, en kısa ve en verimli güzergahın Zengezur Koridoru olduğunu belirterek, “Bu geçişin bir an önce hayata geçirilmesi gerekiyor.” dedi.
Azerbaycan’daki çalışmaların yakından takip edildiğini belirten Uraloğlu, Türkiye tarafında Dilucu’ndan başlayarak Iğdır ve Kars’a uzanan 224 kilometrelik demiryolu hattının inşaatına bu yıl başlamayı hedeflediklerini açıkladı. Orta Koridor’dan gelen yüklerin Karadeniz, Ege ve Akdeniz limanlarına erişimini kolaylaştırmayı amaçladıklarını ifade eden Uraloğlu, “En önemli hedefimiz, bu yükleri Kapıkule üzerinden Avrupa’ya ulaştırmak. Mevcut konvansiyonel hatlarımızı güçlendiriyor, hızlı tren ağlarıyla entegrasyonlarını sağlıyoruz.” dedi.
YAVUZ SULTAN SELİM KÖPRÜSÜ ÜZERİNDEN DEMİRYOLU GEÇİŞİ
İki kıtayı birbirine bağlayan Yavuz Sultan Selim Köprüsü üzerinden bir demiryolu hattı inşa etmeyi planladıklarını belirten Uraloğlu, “Bu projeyle potansiyel taşıma kapasitemizi daha da artıracağız. Konuyla ilgili Dünya Bankası ile görüşmelerimizi sürdürüyoruz.” dedi.
KALKINMA YOLU, ORTA KORİDOR'A STRATEJİK DESTEK SAĞLAYACAK
Basra Körfezi’nden Türkiye’ye uzanan Kalkınma Yolu Projesi hakkında da açıklamalarda bulunan Uraloğlu, bu projenin yaklaşık 1.200 kilometrelik demiryolu ve otoyol ağını kapsadığını, ayrıca enerji ve iletişim hatlarını da içereceğini belirtti.
Türkiye’nin yaklaşık 2.100 kilometrelik bir aks boyunca projeyi geliştirdiğini ifade eden Uraloğlu, “Bu güzergah, Orta Koridor’a doğrudan bağlanacak ve Erzurum ile Sivas üzerinden büyük bir kesişim noktası oluşturacak. Bu sayede Orta Koridor’un kapasitesini artırmayı hedefliyoruz.” dedi.
Kalkınma Yolu kapsamındaki çalışmalara da değinen Uraloğlu, "Şu anda Mersin-Gaziantep arasındaki 300 kilometrelik hatta yoğun çalışmalar yürütüyoruz. Boğaz geçişinden Kapıkule’ye kadar uzanacak yeni güzergahlarımızla entegrasyonu sağlamayı amaçlıyoruz." ifadelerini kullandı.
ÜÇLÜ İŞ BİRLİĞİ İLE TİCARET VE ULAŞIM, DAHA VERİMLİ HALE GELECEK
Türkiye, Azerbaycan ve Özbekistan arasında imzalanacak Üçlü Eylem Planı’nın bölgesel kalkınma hedeflerine önemli katkılar sağlayacağını belirten Uraloğlu, “Bu eylem planı, Orta Koridor’un daha etkin hale gelmesini sağlayacak. Üç ülkenin ulaştırma bakanlıkları arasındaki iş birliği, ticaret ve taşımacılığı daha güvenli ve verimli hale getirecek.” dedi.
Ortak Bildiri’nin önemine de değinen Uraloğlu, “Bu belge, sadece bir iyi niyet beyanı değil, aynı zamanda net ve somut hedefleri içeren bir yol haritası niteliğinde. Orta Koridor’un artan stratejik değerini ve bölgesel iş birliğinin güçlendiğini gösteren bir dönüm noktasıdır.” diye konuştu.
Son olarak, Kalkınma Yolu’nun yalnızca ticaret için değil, bölgesel barış ve kalkınma için de kritik bir proje olduğunun altını çizen Uraloğlu, “Bu proje, ekonomik bir ağ olmaktan öte, bölgedeki iş birliği fırsatlarını ve karşılıklı kalkınmayı teşvik eden bir köprü niteliğinde.” dedi.
Daha Fazla Yorum Yükle
0 Yorum Yapılmış