
Balıkesir'in Karesi ilçesi Kavaklı Mahallesi'nde faaliyet gösteren ZSR Patlayıcı A.Ş. adlı mühimmat fabrikasında, 24 Aralık 2023'te büyük bir patlama meydana geldi. Kapsül üretim bölümünde yaşanan patlamada Muhammet Ergin (35), Seçil Çapa (25), Seda Akın (36), Tuğba Demir (22), Elif Özgür (20), Tuba Sert (42), Müberra Sönmez (46), Selin Karanlıkoğlu (28), Çetin Karamüftüoğlu (39), Enes Kırmızı (29) ve Kimya Mühendisi Özlem Özçakır hayatını kaybederken, 7 kişi de yaralandı.
SORUŞTURMA KAPSAMINDA TUTUKLAMALAR GENİŞLETİLDİ
Olay sonrası başlatılan geniş çaplı soruşturmada, fabrika yöneticileri gözaltına alındı. Şirketin müdür vekili Cem Yılmaz, patlayıcı mesul müdürü Serkan Bozoğlu ve iş sağlığı ve güvenliği müdürü Hulusi Yağız Aboumarsa çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı. Patlayıcı üretim müdürü Murad B. ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

İDDİANAME MAHKEMEYE SUNULDU
Balıkesir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan 8 sayfalık iddianame, Balıkesir 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunuldu. Sanıklar Cem Yılmaz, Serkan Bozoğlu, Murad B. ve Hulusi Yağız Aboumarsa, "Taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma" suçlamasıyla yargılanacak. Her biri için 2 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası talep edildi.
PATLAMA, FABRİKAYI YERLE BİR ETTİ
İddianamede yer alan bulgulara göre, ekipler olay yerine ulaştığında patlamamış kapsüllerin tahliyesi yapıldıktan sonra incelemelere başlayabildi. Patlamanın şiddetiyle fabrikanın çatı ve duvarlarının yıkıldığı, makinelerin tamamen tahrip olduğu ve hayatını kaybeden işçilerin bedenlerinin büyük oranda deformasyona uğradığı belirtildi.

SORUŞTURMA DEVAM EDİYOR
Yetkililer, patlamanın nedenine ilişkin teknik incelemelerin sürdüğünü, iş güvenliği ihmali olup olmadığının detaylı bir şekilde araştırıldığını duyurdu. Yaşanan felaket, iş güvenliği önlemlerinin hayati önemini bir kez daha gözler önüne sererken, olayın hukuki süreci kamuoyu tarafından yakından takip ediliyor.

PATLAMA ANINA AİT GÜVENLİK KAMERASI KAYDI YOK
Balıkesir İl Jandarma Komutanlığı ekiplerinin yaptığı incelemede fabrikanın güvenlik kameraların olay günü saat 08.27.41'e kadar kayıt yaptığı, patlama anına ilişkin ise herhangi bir kayıt bulamadığına iddianamede dikkat çekildi. Bu durumun patlama nedeniyle kamera ve bağlı ekipmanların zarar görmesinden kaynaklanmış olabileceği üzerinde durulduğu ifade edildi. Patlamanın dış kaynaklı olmadığı da raporlandı.
Yaralanan işçiler Sedef Örs, Hamide İrgali ve Asuman Kara'nın tedaviye alınmalarının ardından verdikleri ifadelerinde "Rutin mesaimize başlamıştık. Herhangi bir olumsuzluk yoktu. Bir anda kendimizi moloz yığınları arasında bulduk" sözleri de iddianameye girdi.

PATLAMADA İKİ İHTİMALE DİKKAT ÇEKİLDİ
Balıkesir İl Jandarma Komutanlığı ve Ankara Jandarma Kriminal Laboratuvarı tarafından yapılan incelemelerde fabrikadan alınan numunelerde PETN, RDX, TNT ve kalsiyum sülfata rastlandığı belirtildi. İddianamede yer verilen uzman bilirkişi heyetinin raporuna göre, patlamanın kimyasal maddelerin infilakı ve üretim biriminde üst üste istiflenmiş kapsüllerin patlamasıyla gerçekleştiği vurgulandı. Kapsüllerin patlamasına neden olarak ise iki ihtimalin bulunduğu belirtildi. Patlamada yaşamını yitiren Selin Karanlıkoğlu'nun kurutma odasından aldığı bir kabın infilak etmesi veya lak hazırlama odasında lak sıvısının infilak edip, üretimi tamamlanıp, paketlenmiş kapsülleri infilak ettirmiş olmasıyla gerçekleşmiş olabileceği belirtildi.

KİMYA MÜHENDİSİ UYARIDA BULUNMUŞ
Patlamada yaşamını yitiren birim yöneticisi, kimya mühendisi Özlem Özçakır'ın, iş yerinde üretimi tamamlanarak iş yerinin içerisine depolanan kapsüllerin başka bir yere taşınması konusunda talepte bulunduğu da iddianameye girdi. Diğer vardiya görevlileri tanıklar Sefai Akkın ile Süleyman Eroğlu'nun da kolluk güçleri tarafından alınan ifadelerinde fazla miktarda ürün depolandığını, Özçakır'ın üst amirlerine durumu bildirmesine rağmen sonuç alamadığını söylediğine de iddianamede dikkat çekildi. İddianamede, üretimi tamamlanmış ürünlerin uygun şartlara haiz başka bir depoya taşınması ve bu şekilde bir tedbirin alınmış olması halinde bu büyüklükteki patlamanın engellenebileceği ya da en az hasarla bertaraf edebileceği kanaati oluştuğu da vurgulandı.

3 KİŞİ ASLİ, 1 KİŞİ İSE TALİ KUSURLU BULUNDU
Bilirkişi raporunda şirketin müdür vekili Cem Yılmaz, patlayıcı mesul müdürü Serkan Bozoğlu ve patlayıcı üretim müdürü Murad B., gerekli özeni göstermedikleri gerekçesiyle asli kusurlu, iş sağlığı ve güvenliği müdürü Hulusi Yağız Aboumarsa ise işletmenin çeşitli birimlerindeki görevlendirmeler noktasında koordinasyon ve uygunsuzlukları işverene bildirmemesi nedeniyle tali kusurlu bulundu. Patlamanın önlenebileceği veya hasarın azaltılabileceği vurgulanarak, yetkililerin ihmalinin altı çizildi.
SANIKLAR HAKİM KARŞISINA ÇIKTI
Patlamaya ilişkin hazırlanan iddianame kabul edildi. Davanın ilk duruşması bugün Balıkesir 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Duruşmaya tutuklu sanıklar şirketin müdür vekili Cem Yılmaz, patlayıcı mesul müdürü Serkan Bozoğlu ile iş sağlığı ve güvenliği müdürü Hulusi Yağız Aboumarsa ile tutuksuz sanık patlayıcı üretim müdürü Murad B., patlamada yaralanan ve yaşamını yitiren fabrika çalışanlarının aileleri ile avukatları katıldı.
'YÖNETİM ADINA HERHANGİ BİR İŞLEM YAPMA YETKİM YOK'
Tutuklu sanık Cem Yılmaz, mahkemede verdiği ifadede, şirkette 2023 yılı ağustos ayından itibaren sözleşmeli olarak çalıştığını belirterek, "İddianamede, genel müdürden sonra en yetkili kişi olduğum belirtilmiş. Ancak ben sadece sözleşmeli olarak görev yapıyorum. Yönetim adına herhangi bir işlem yapma yetkim yoktur. Patlama olan birim bana bağlıdır. Ürünler paketlendikten sonra sevk alanına götürülmektedir. Patlamaya dair herhangi bir bildirim yapılmamıştır. Patlama sırasında odanın kapısından çıkmak üzereydim. İlk yaptığım şey alanda denetim yapmak oldu. O sırada tek bir patlama sesi duydum ve hemen olay yerine yöneldim. Yıldırım düştüğüne dair uyarı sistemi çalışmıştı. 'Yıldırım düştü' anonsu geldi" dedi.
Bilirkişi raporunda, patlamanın kesin sebebinin belirlenemediğini söyleyen Yılmaz, "Darbe, ateş ya da kıvılcım ihtimalleri üzerinde duruluyor. Statik elektrik de bir diğer ihtimaldir" ifadelerini kullandı.
Tutuklu sanık Serkan Bozoğlu ise "Sorumlu müdür olarak görev yapıyorum. Üretimle doğrudan bir bağlantım yok. Patlamaya neden olabilecek durum, yeni üretilen ürünlerin eski ürünlerin yanına konması olabilir. Normalde bu ürünlerin alandan çıkarılması gerekir ancak bazen hata yapılabiliyor. Patlayıcılar konusunda sorumlu müdür benim, ancak bu alandaki sorumluluk Özlem Özçakır'a aittir" dedi.
Tutuklu sanık Hulusi Yağız Aboumarsa da fabrikada yüksek güvenlikli çalışma ortamı bulunduğunu, çalışanlarla sürekli toplantılar yapıldığını belirterek eğitimler verildiğini söyledi. Olaydan önce bir çalışanın kurutma odasından aldığı kabı önce paketlenmiş kapsüllerin üzerine koyup daha sonra mühendisin odasına götürmesinin teknik olarak olmaması gereken bir durum olduğunu belirten Aboumarsa, "Olay anında fabrikaya 10 kilometre mesafedeydim. Bir patlama olduğunu düşündüm ama bizim fabrika olduğu aklıma gelmedi. Telefon geldikten sonra hemen fabrikaya giderek toplanma noktasından çalışanları köye doğru uzaklaştırdık. İkinci patlama ihtimaline karşı itfaiye ve jandarmayla sağlam kapsülleri dışarı taşıdık" dedi.
Ölen 11 kişinin yakınları ise duruşmada verdikleri ifadede firma tarafından maddi ve manevi zararlarının karşılanması için ödeme yapıldığını söyledi. 11 aileden 7'si şikayetçi olmazken, 4 aile şikayetçi olduklarını belirtti.
Duruşma tanık ifadelerinin alınmasıyla devam ederken, taraf avukatları iddianameye ilişkin savunmalarını yaptı. Mahkeme heyeti şirketin müdür vekili Cem Yılmaz ve patlayıcı mesul müdürü Serkan Bozoğlu'nun tutukluluk hallerinin devamına karar verirken; iş sağlığı ve güvenliği müdürü Hulusi Yağız Aboumarsa'nın ise yurt dışına çıkış yasağı ile birlikte tutuksuz yargılanmasına karar verdi. Heyet, İstanbul Teknik Üniversitesi tarafından yeni bir bilirkişi heyeti oluşturulmasını talep ederek duruşmayı 30 Mayıs'a erteledi.
"BASİT BİR İŞ KAZASI DEĞİL"
Patlamada hayatını kaybeden işçilerden Çetin Karamüftüoğlu’nun ailesinin avukatı Çiğdem Akbulut, duruşma sonrası yaptığı açıklamada "24 Aralık 2024 tarihinde Balıkesir'de ZSR patlayıcı fabrikasında 11 işçi arkadaşımızın kardeşimizin katledildiği bir patlama gerçekleşti. 'Katledildiği' diyoruz. 'Hayatını kaybettiği' demeyi tercih etmiyoruz. Çünkü bize göre bu bir işçi katliamıdır. Yargılamaya bugün başlandı. Daha toplanması gereken çok fazla delil var, daha araştırılması gereken çok fazla konu var. Dinlenmesi gereken çok fazla insan var. Bunlara dayanarak söylüyoruz ki bu bir katliamdır. Biraz önce sona eren duruşmada sanıkların, bazı tarafların dile getirdiği gibi üzücü bir olay basit bir iş kazası değildir" dedi.
"TAHLİYESİNE KARAR VERİLDİ"
Tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan Hulusi Yağız Aboumarsa avukatı Melike Kurt ise şu ifadeleri kullandı:
ZSR Patlayıcı sanayi fabrikasında meydana gelen elim patlama sonrasında haksız ve mesnetsiz şekilde tutuklanan müvekkilimiz Hulusi Yağız Aboumarsa, bugün itibariyle adaletin yerini bulması ile birlikte tahliye edilmiştir. Müvekkilimiz, olaydan yalnızca bir gün önce iş Sağlığı ve Güvenliği Müdürü olarak görevlendirilmiş, göreve fiilen başlamadan bu trajik olayla karşı karşıya kalmıştır. Bu gerçek, başından itibaren tüm resmi belgeler ve tanık anlatımlarıyla sabit olmasına rağmen, müvekkilimiz asli sorumlularla aynı kefeye konularak tutuklu yargılanmıştır. Yargılama sürecinde sunduğumuz belgeler, teknik raporlar ve hukuki savunmalar neticesinde mahkeme, müvekkilin olayda kusurunun bulunmadığını, kaçma veya delil karartma ihtimalinin olmadığını ve yargılamanın tutuksuz da sürdürülebileceğini değerlendirerek tahliyesine karar vermiştir. Bu karar, yalnızca bir kişinin özgürlüğü değil, aynı zamanda adaletin mesleki sorumluluk ve zaman kavramı çerçevesinde doğru tesis edilmesi açısından da önem taşımaktadır. Bizler, gerçek sorumluların ortaya çıkarılması ve bu acı olayın tüm yönleriyle aydınlatılması sürecini yakından takip etmeyi sürdüreceğimizi kamuoyuna saygıyla duyururuz.
Daha Fazla Yorum Yükle
0 Yorum Yapılmış